Türk Ticaret Kanuna Göre TMS/TFRS Uygulama Zorunluluğu
Tarih: 12.07.2012
1. GİRİŞ
TTK’dan yapılan değişikliklerde dikkate alınarak aşağıda TMS/TFRS uygulama zorunluluğu üzerinde durulacaktır. Konu TTK’daki defter tutma ve envanter düzenlemesi, Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunun yetkisi, şirketlerin kar dağıtımında ve yedekler konusu çerçevesinde incelenecektir.
2. DEFTER TUTMA VE ENVANTER
TTK’da defter tutma ve envanter konusu aynı başlık içinde düzenlenmiştir ve envanter ile defter tutma arasında mutlak bir ilişki vardır. Envanter süreci varlıkların ve kaynakların sayılması değerlenmesi ve kayıt aşamasından oluşur. Literatürde envanter muhasebe dışı ve muhasebe içi olarak ikiye ayrılır. Muhasebe dışı envanterde muhasebe kayıtlarına bakılmaksızın varlıklar ve kaynaklar değerlenir. Muhasebe içi envanterde ise; kayıtlar ile muhasebe dışı envanterde bulunan rakamlar karşılaştırılarak defterlerde gerekli düzeltme kayıtları yapılır. TTK’nun 66. Maddesinde envanter konusu düzenlenmiştir. Buna göre;
1- Her tacir, ticari işletmesinin açılışında, taşınmazlarını, alacaklarını, borçlarını, nakit parasının tutarını ve diğer varlıklarını eksiksiz ve doğru bir şekilde gösteren ve varlıkları ile borçlarının değerlerini teker teker belirten bir envanter çıkarır.
2- Tacir açılıştan sonra her faaliyet döneminin sonunda da böyle bir envanter düzenler. Faaliyet dönemi veya başka bir kanuni terimle hesap yılı oniki ayı geçemez. Envanter, düzenli bir işletme faaliyetinin akışına uygun düşen süre içinde çıkarılır.
3- Maddi duran malvarlığına dâhil varlıklarla, ham ve yardımcı maddeler ve işletme malzemeleri düzenli olarak ikame ediliyor ve toplam değerleri işletme için ikinci derecede önem taşıyorsa, değişmeyen miktar ve değerle envantere alınırlar; şu şartla ki, bunların mevcutları miktar, değer ve bileşim olarak sadece küçük değişikliklere uğramış olsunlar. Ancak, kural olarak üç yılda bir fiziksel sayım yapılması zorunludur.
4- Aynı türdeki stok malvarlığı kalemleri, diğer aynı nitelikteki veya yaklaşık aynı değerdeki taşınabilir malvarlığı unsurları ve borçlar ayrı ayrı gruplar hâlinde toplanabilir ve ortalama ağırlıklı değer ile envantere konulabilir.
TTK’nun 67. Maddesinde Envanteri kolaylaştırıcı yöntemler konusu düzenlenmiştir. Buna göre;
1- Envanter çıkarılırken, malvarlığı mevcudu, sondaj yöntemine göre ve genel kabul gören matematiksel-istatistiksel yöntemler yardımı ile çeşit, miktar ve değer olarak belirlenir. Kullanılan yöntem, Türkiye Muhasebe Standartlarına uygun olmalıdır. Bu şekilde düzenlenen envanterin vardığı sonuçlar, fiziksel sayım yapılmış olsaydı elde edilecek olan envanterin sonuçlarına eş düşmelidir.
2- Bir faaliyet döneminin kapanış envanteri düzenlenmesinde Türkiye Muhasebe Standartlarına uygun başka bir yöntemin uygulanması suretiyle, cins, miktar ve değer olarak malvarlığı mevcudunun güvenle tespiti sağlanabiliyorsa fizikî envanter gerekli değildir.
3- Faaliyet döneminin kapanışında, fizikî sayım veya ikinci fıkraya göre izin verilen diğer bir usul kullanılarak malvarlığı kalemlerinin cins, miktar ve değerine göre faaliyet döneminin kapanışından önceki üç veya sonraki iki ay içinde bulunan bir gün itibarıyla düzenlenmiş özel bir envanterde gösterilmişse, ayrıca bu özel envantere dayalı olarak ve Türkiye Muhasebe Standartlarına uygun bir şekilde ileriye dönük tahmin yöntemiyle, faaliyet döneminin sonunda mevcut varlıkların o faaliyet döneminin sonu itibarıyla değerlemesi doğru yapılıyorsa, varlıklara ilişkin envanterin yapılmasına gerek yoktur.
Yukarıda görüldüğü gibi şirketler TMS/TFRS’ye göre envanter çıkarmaları gerekmektedir. Aslında TMS/TFRS düzenlemeleri büyük ölçüde envanter ve değerleme(ölçme) konularını düzenler. Bir işletmede hem vergi yasalarına göre hem de TMS/TFRS’ye göre envanter çıkarılamaz; işletmede sadece bir envanter çıkarılır. Envanter sürecinde TMS/TFRS’ye göre değerleme yapılır ve ayrıca vergi yasalarındaki değerleme hükümleri de dikkate alınarak envanter sonuçları muhasebe kayıtlarına alınır. Vergi yasaları ile TMS/TFRS’ye değerleme farkları gelir veya kurumlar vergisi beyannamesine yansıtılabilir.
3. FİNANSAL TABLOLAR
TTK 68. maddesinde işletmelerin açılış bilançosu, yılsonu finansal tabloları düzenlenmiştir. Buna göre;
1- Tacir, ticari faaliyetinin başında ve her faaliyet döneminin sonunda, varlık ve borçlarının tutarlarının ilişkisini gösteren finansal tabloyu (sırasıyla açılış bilançosunu ve yıllık bilançoyu) çıkarmak zorundadır. Açılış bilançosunda, yılsonu finansal tablolarının, yılsonu bilançosuna ilişkin hükümleri uygulanır. Bilindiği gibi kapanış bilançosu defterlerden elde edilen ve dönemsonu mizan kalanlarından çıkarılır. Açılış bilançosu ise önceki yılın kapanış bilançosudur ve yevmiye defterinin ilk kayıt maddesidir.
2- Tacir, gelir tablosunu hazırlar.
3- Bilanço ile gelir tablosu, yılsonu finansal tablolarını oluşturur. TTK 514 maddeye göre; anonim şirket yönetim kurulu, geçmiş hesap dönemine ait, Türkiye Muhasebe Standartlarında öngörülmüş bulunan finansal tablolarını, eklerini ve yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporunu, bilanço gününü izleyen hesap döneminin ilk üç ayı içinde hazırlar ve genel kurula sunar.
TTK 69 maddesinde yılsonu finansal tabloların nasıl düzenleneceği belirtilmiştir. Buna göre yıl sonu finansal tabloları;
1- Türkiye Muhasebe Standartlarına uyularak düzenlenmelidir. TMS/TFRS’de işlemlerin ilk muhasebeleştirmesi, dönemsonu değerlemesi gibi konular düzenlenmektedir. TMS/TFRS’ye göre finansal tablolar düzenlenecekse bu durumda ilk muhasebeleştirme ve dönem sonu değerleme işlemlerinin yevmiye kayıtlarına alınması gerekmektedir.
2- Açık ve anlaşılır olmalıdır. Eğer vergi yasaları ve TMS/TFRS’ye göre iki ayrı finansal tablo düzenlenirse hangi tablo anlaşılır olacaktır. Bir işletmenin sadece bir adet finansal tablosu olur.
3- Düzenli bir işletme faaliyeti akışının gerekli kıldığı süre içinde çıkarılmalıdır. Düzenli işletmenin yıl içindeki faaliyet sonuçları özet olarak finansal tablolarda yer alırken, işlemlerin detayları defterlerde yer alır. Denetçinin bakacağı işlemler açısında da TMS/TFRS işlemlerinin kayıtlarda bulunması gerekir.
4- KAMU GÖZETİMİ, MUHASEBE VE DENETİM STANDARTLARI KURUMUNUN YETKİSİ
Ayrıca TTK’nn 88 maddesinde Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunun yetkisi düzenlenmiştir. Bu madde;
1- TTK’nun 64 ile 88 inci madde hükümlerine tabi gerçek ve tüzel kişiler münferit ve konsolide finansal tablolarını düzenlerken, Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu tarafından yayımlanan, Türkiye Muhasebe Standartlarına, kavramsal çerçevede yer alan muhasebe ilkelerine ve bunların ayrılmaz parçası olan yorumlara uymak ve bunları uygulamak zorundadır. TTK’nun 514 ile 528 inci maddeler ile bu Kanunun ilgili diğer hükümleri saklıdır. TTK’nun 514 ile 528 inci maddelerde ise; şirketin Finansal Tabloları, Yedek Akçeler konusu düzenlenmiştir. 514 maddeye göre; anonim şirket yönetim kurulu, geçmiş hesap dönemine ait, Türkiye Muhasebe Standartlarında öngörülmüş bulunan finansal tablolarını, eklerini ve yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporunu, bilanço gününü izleyen hesap döneminin ilk üç ayı içinde hazırlar ve genel kurula sunar.
514. madde de ise dürüst resim verme ilkesine göre; anonim şirketlerin finansal tabloları, Türkiye Muhasebe Standartlarına göre şirketin malvarlığını, borç ve yükümlülüklerini, öz kaynaklarını ve faaliyet sonuçlarını tam, anlaşılabilir, karşılaştırılabilir, ihtiyaçlara ve işletmenin niteliğine uygun bir şekilde; şeffaf ve güvenilir olarak; gerçeği dürüst, aynen ve aslına sadık surette yansıtacak şekilde çıkarılır.
6335 sayılı Türk Ticaret Kanunu İle Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun İle TMS/TFRS kullanımı aşağıdaki şekilde olacaktır: (MADDE 36) –
1-Türkiye Muhasebe Standartları (TMS/TFRS)
Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu tarafından belirlenen Türkiye Muhasebe Standartları; (geçici madde 1 (1))
a) Türkiye Muhasebe Standartları, Türkiye Finansal Raporlama Standartları (TMS/TFRS) ve yorumlarından,
b) Kurum tarafından değişik işletme büyüklükleri, sektörler ve kâr amacı gütmeyen kuruluşlar için belirlenen standartlar ve diğer düzenlemelerden, oluşur.
2-Türkiye Muhasebe Standartları (TMS/TFRS)
Aşağıda sayılanlar TMS/TFRS ve yorumlarını uygulamakla yükümlüdür: (geçici madde 1 (2))
a) 1534 üncü maddenin ikinci fıkrasına göre;
· Sermaye Piyasası Kanununa göre, ihraç ettikleri sermaye piyasası araçları borsada veya teşkilatlanmış diğer bir piyasada işlem gören şirketler, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri ve konsolidasyon kapsamına alınan diğer işletmeler,
· Bankacılık Kanununun 3 üncü maddesinde tanımlanan bankalar ile bağlı ortaklıkları,
· 3/6/2007 tarihli ve 5684 sayılı Sigortacılık Kanununda tanımlanan sigorta ve reasürans şirketleri,
· 28/3/2001 tarihli ve 4632 sayılı Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanununda tanımlanan emeklilik şirketleri,
b) TMS/TFRS ve yorumlarını uygulamayı tercih edenler.
c- Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu Tarafından Belirlenen Kritere göre TMS/TFRS’yi uygulayacak işletmeler
5- YEDEKLER VE KAR DAĞITIMI
TTK’nun 514 ilâ 528 inci maddeleri gereğince kar dağıtımında ve yedeklerin ayrılmasında TMS/TFRS’ye göre bulunan muhasebe karı dikkate alınacaktır.
2- Bu düzenlemeler, uygulamada birliği sağlamak ve finansal tablolara milletlerarası pazarlarda geçerlilik kazandırmak amacıyla, uluslararası standartlara uyumlu olacak şekilde, yalnız Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu tarafından belirlenir ve yayımlanır.
3- Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu, değişik işletme büyüklükleri, sektörler ve kâr amacı gütmeyen kuruluşlar için özel ve istisnai standartlar koymaya ve farklı düzenlemeler yapmaya yetkilidir. Bu standart ve düzenlemeler, Türkiye Muhasebe Standartlarının cüz’ü addolunur.
4- Kanunlarla, belirli alanları düzenlemek ve denetlemek üzere kurulmuş bulunan kurum ve kurullar, Türkiye Muhasebe Standartlarına uygun olmak şartıyla, kendi alanları için geçerli olacak standartlar ile ilgili olarak ayrıntıya ilişkin sınırlı düzenlemeleri yapabilirler.
5- Türkiye Muhasebe Standartlarında hüküm bulunmayan hâllerde, ilgili oldukları alan dikkate alınarak, yukarıdaki fıkrada belirtilen ayrıntıya ilişkin düzenleme, ilgili düzenlemede de hüküm bulunmadığı takdirde milletlerarası uygulamada genel kabul gören muhasebe ilkeleri uygulanır.
Görüldüğü gibi gerçek ve tüzel kişiler ayrıntılı finansal tabloları düzenlerken TMS/TFRS’ye göre düzenleme zorunluluğu vardır. Bu da bilanço esasına tabi bütün işletmelerin TMS/TFRS’ye kayıtlarını tutmalarını ve dönem sonunda bu tablolardan finansal tablolarını düzenlemelerini gerektirmektedir. Sonuçta finansal tablolar işletmenin kayıtlarının bir özeti niteliğindedir. Yeni TTK’ya göre yevmiye kayıtlarında işlemler TMS/TFRS’ye göre tutulacak ve TMS/TFRS ile vergi kanunlarındaki değerleme farkları nazım hesaplarda takip edilerek dönem sonunda verilecek gelir veya kurumlar vergisi beyannamesi farklar beyannameye yansıtılacaktır. Zaten şu anda da işletmeler için eski TTK’da ve muhasebe ilkelerinde bulunan değerleme hükümlerini kullanarak kayıt yapmalarında bir engel yoktu. Bu şekilde bir kayıt yapmaları durumunda farkları beyannamede gösteriyorlardı.
6- TMS/TFRS VERGİ USUL KANUNU İLİŞKİSİ
6335 sayılı Türk Ticaret Kanunu ile Türk Ticaret Kanununun yürürlüğü ve uygulama şekli hakkında kanunda değişiklik yapılmasına dair kanun 8. Maddesi ile; 6102 sayılı Kanunun 64 üncü maddesinin birinci, üçüncü ve beşinci fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“(5) Bu Kanuna tabi gerçek ve tüzel kişiler, 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun defter tutma ve kayıt zamanıyla ilgili hükümleri ile aynı Kanunun 175 inci ve mükerrer 257 nci maddelerinde yer alan yetkiye istinaden yapılan düzenlemelere uymak zorundadır. Bu Kanunun defter tutma, envanter, mali tabloların düzenlenmesi, aktifleştirme, karşılıklar, hesaplar, değerleme, saklama ve ibraz hükümleri 213 sayılı Kanun ile diğer vergi kanunlarının aynı hususları düzenleyen hükümlerinin uygulanmasına, vergi kanunlarına uygun olarak vergi matrahının tespit edilmesine ve buna yönelik mali tabloların hazırlanmasına engel teşkil etmez.” Bu madde ile yukarıda açıkladığımız gibi TMS/TFRS’ye göre kayıtlar ve değerleme işlemleri yapılacak ve vergi yasalarındaki değerleme hükümlerinden oluşan fark beyanname üzerinde gösterilecektir.
Bu değişiklikte “Fiziki ortamda veya elektronik ortamda tutulan ticari defterlerin nasıl tutulacağı, defterlere kayıt zamanı, onay yenileme ile açılış ve kapanış onaylarının şekli ve esasları Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile Maliye Bakanlığınca müştereken çıkarılan tebliğle belirlenir” denilerek defter tutmayla ilgi iki bakanlığın kabul ettiği bir sistem benimsenecektir.
7- DENETİM VE TMS/TFRS
TTK. 397 maddesinde anonim şirketlerin ve şirketler topluluğunun finansal tablolarının denetçi tarafından denetleneceği hüküm altına alınmıştır. Denetime tabi olan anonim şirketlerin ve şirketler topluluğunun finansal tabloları denetçi tarafından, Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunca yayımlanan uluslararası denetim standartlarıyla uyumlu Türkiye Denetim Standartlarına göre denetlenir. Yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporu içinde yer alan finansal bilgilerin, denetlenen finansal tablolar ile tutarlı olup olmadığı ve gerçeği yansıtıp yansıtmadığı da denetim kapsamı içindedir. Denetime tabi olanlar, hazırlanmış olan finansal tablolarının denetimden geçip geçmediğini, denetimden geçmiş ise denetçi görüşünü ilgili finansal tablonun başlığında açıkça belirtmek zorundadır. Bu hüküm, yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporu için de uygulanır. Denetime tabi olduğu hâlde, denetlettirilmemiş finansal tablolar ile yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporu, düzenlenmemiş hükmündedir. Bu kapsamda da denetçinin sadece dönem sonu finansal tabloları denetlemesi değil bu tabloların dayandığı kayıt ve belgeleri denetlemesi esastır.
TTK 398. Maddesinde denetimin kapsamı düzenlenmiştir. Buna göre; şirketin ve topluluğun finansal tabloları ile yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporunun denetimi; envanterin, muhasebenin ve Türkiye Muhasebe Standartlarının öngördüğü ölçüde iç denetimin, bu Bölüm hükümleri anlamında riskin erken saptanması ve yönetimi uyarınca verilen raporların ve anonim şirketlerin ve şirketler topluluğunun finansal tablolarının denetlenmesi çerçevesinde yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporunun denetimidir. Bu denetim, Türkiye Muhasebe Standartlarına, kanuna ve esas sözleşmenin finansal tablolara ilişkin hükümlerine uyulup uyulmadığının incelenmesini de kapsar. Denetleme, Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunun belirlendiği esaslar bağlamında, denetçilik mesleğinin gerekleriyle etiğine uygun bir şekilde ve özenle gerçekleştirilir. Denetleme, şirketin ve topluluğun, malvarlıksal ve finansal durumunun TTK. 515’nci madde anlamında dürüst resim ilkesine uygun olarak yansıtılıp yansıtılmadığını, yansıtılmamışsa sebeplerini, dürüstçe belirtecek şekilde yapılır.
Denetim; şirketin finansal tablolarının ve yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporu içinde yer alan finansal bilgilerin, denetlenen finansal tablolar ile tutarlı olup olmadığı ve gerçeği yansıtıp yansıtmadığının denetimidir. Ayrıca denetçi başka ayrı bir rapor hâlinde, yönetim kurulunun, şirketin veya topluluğun durumu hakkındaki yıllık faaliyet raporunda yer alan irdelemeleri, denetçi tarafından, finansal tablolar ile tutarlılığı ve gerçeğe uygunluğu açısından değerlendirilir.
Bunlara ilaveten denetim topluluğun konsolide finansal tablolarının ve denetlenen finansal tablolar ile tutarlı olup olmadığı ve gerçeği yansıtıp yansıtmadığını, yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporunun, denetçinin denetleme sırasında elde ettiği bilgilerle uyum içinde olup olmadığını belirtip açıklayacak şekilde yapılır.
Topluluğun finansal tablolarının denetiminden sorumlu olan denetçi, topluluğun konsolide tablolarına alınan şirketlerin finansal tablolarını, özellikle konsolidasyona bağlı uyarlamaları ve mahsupları inceler.Topluluk denetçisi TMS/TFRS konsolidasyona ait standartlar çerçevesinde işlemleri ancak defter kayıtlarından hareketle inceleyebilir.
TTK 402. Maddesinde denetim raporu düzenlenmiştir. Buna göre denetçi, yapılan denetimin türü, kapsamı, niteliği ve sonuçları hakkında, gereken açıklıkta, anlaşılır, basit bir dille yazılmış ve geçmiş yılla karşılaştırmalı olarak hazırlanmış, finansal tabloları konu alan bir rapor düzenler.
Bundan başka denetçi ayrı bir rapor hâlinde, yönetim kurulunun, şirketin veya topluluğun durumu hakkındaki yıllık faaliyet raporunda yer alan irdelemeleri, denetçi tarafından, finansal tablolar ile tutarlılığı ve gerçeğe uygunluğu açısından değerlendirilir.
Denetçi, değerlendirme yaparken şirketin, denetliyorsa ana şirket ile topluluğun finansal tablolarını esas alır. Raporda öncelikle, şirketin ve topluluğun finansal durumuna dair yönetim kurulunun değerlendirmesi hakkında görüş açıklanır. Bu görüşte, özellikle şirketin ve ana şirketin finansal tablolarının denetimi bağlamında, şirketin ve topluluğun varlığını sürdürebilmesine ve gelecekteki gelişmesine ilişkin analiz yanında, şirket yönetim kurulunun raporu ile topluluk yıllık faaliyet raporu bu belgelerin verdiği olanak ölçüsünde şirketin finansal durumu irdelenir.
Denetim raporunun esas bölümünde;
· Defter tutma düzeninin, finansal tabloların ve topluluk finansal tablolarının, kanun ile esas sözleşmenin finansal raporlamaya ilişkin hükümlerine uygun olup olmadığı,
· Yönetim kurulunun denetçi tarafından denetim kapsamında istenen açıklamaları yapıp yapmadığı ve belgeleri verip vermediği, açıkça ifade edilir.
Ayrıca, finansal tablolar ile bunların dayanağı olan defterlerin;
· Öngörülen hesap planına uygun tutulup tutulmadığı,
· Türkiye Muhasebe Standartları çerçevesinde, şirketin malvarlığı, finansal ve kârlılık durumunun resmini gerçeğe uygun olarak ve dürüst bir şekilde yansıtıp yansıtmadığı, belirtilir. Görüldüğü gibi denetçi şirketin malvarlığı, finansal ve kârlılık durumunun resmini gerçeğe uygun olarak ve dürüst bir şekilde yansıtıp yansıtmadığı ancak TMS/TFRS uyumlu olarak tutulan şirket kayıtlarından tespit edebilir.
8. SONUÇ
Yukarıda ifade edildiği gibi şirketlerin TMS/TFRS uygulama yükümlülüğü bulunmaktadır. TMS/TFRS’de işlem ve olayların ilk muhasebeleştirme, geçişi dönem sonu işlemleri tanımlanmıştır. Bu nedenle sadece dönem sonunda TMS/TFRS’ye göre finansal tabloların oluşturulası durumunda bir şirketin iki finansal tablosu bulunması gibi durum ortaya çıkacak ve bu da gerek kar dağıtımında, gerekse hangi tabloların ilgili yerlere verileceği konusunda bir kaosa neden olacaktır.
Diğer taraftan şirketlerin kar dağıtımı, birleşme, bölünme gibi işlemlerinde TMS/TFRS’ye göre düzenlenmiş tabloları üzerinden olacaktır. Şirket içi veya dışı uyuşmazlık durumunda olay asliye ticaret veya ilgili mahkemeye yansıyacaktır. Mahkeme ve bilirkişi incelemesinde TMS/TFRS’ye göre düzenlenmiş finansal tablolara göre karar verilecek ancak bu tabloların TMS/TFRS’ye uygunluğunu ancak defter kayıtları ile doğrulanabilecektir.
Sonuç olarak bir kanunun diğer bir kanuna üstünlüğü olamaz; TTK hükümlerinin tam olarak uygulanması gerekmektedir. Bu kanunun uygulanmaması durumunda idari, adli ve hapis cezası bulunmaktadır. Örneğin defter tutma yükümlülüğüne aykırı hareket edenler ile usule aykırı olarak envanter çıkaranlar dörtbin Türk Lirası idari para cezasıyla cezalandırılır, Bu çerçevede TMS/TFRS’deki envanter ve değerleme hükümlerine uymayanların tespiti ancak şirketin kayıtları olacaktır. Çözüm olarak vergi yasaları da dikkate alınarak defter kayıtlarının TMS/TFRS’ye göre tutulması; değerleme farklarının nazım hesaplara izlenerek geçici vergi ve gelir/kurumlar vergisi beyannamesine bir ek tabloda gösterilmesi suretiyle muhasebe karından vergi matrahına ulaşılacaktır.
Kaynak: www.MuhasebeTR.com